Besteciler ve Söz Yazarları
Ah Şu Asi Duru Aksa.
Zaman bazen geri aksa,
Ah şu Asi duru aksa.
Akdeniz’e dökülmeden,
Dönüp arkasına baksa.
Amik ovası sararmış.
Susuz dudağı çatlamış.
Dal Asi’ye sevdalanmış.
Ovayı baştan sulasa.
Asi’nin yatağı taşlı,
Ağlamış gözleri yaşlı.
Lodos esiyor telaşlı,
Geç olmadan geri aksa.
Sayfaların arasında,
Defneyaprağı hatıra,
Kuruyup gazel olsada;
Yaz ve kış hep sevda koksa.
Amanos başın dumanlı,
Döner başım aşk zamanlı,
Çağdaşi’de hastalandı,
Bir güzel de ona baksa.
Süleyman Bektaş(Çağdaşi)
Gidemem
Git diyorsun, “unut beni tanıma”,
Sensiz dünyam viran olur gidemem.
Bu âşık ki, o bakışa aşina.
Gözlerinden vazgeçip de gidemem.
Bu şehir e izin beni bağlıyor.
Gönül çevremden uzağa gidemem.
Gözlerin gönlümde nehir, çağlıyor.
Ummanları yalnız geçip gidemem.
Gönlümdeki yanan volkan patlasa,
Üzerime lavlar düşse gidemem.
Etrafımı kara bulut kaplasa,
Küllerimle sönerim de gidemem.
Rüzgâr olup sürüklesen çöllere,
Küllerimi Ganj’a döksen gidemem.
Kurusam vahada demem ellere.
Yanarım içimden sönüp gidemem.
Bakışların yüreğimi okşuyor.
Aşk mıdır ki, heva mıdır seçemem.
Tebessümün damarımda coşuyor.
Bu hal üzre bırakıp da gidemem.
O bakışın ateşledi gönlümü.
Saka olsam söndürmeyi bilemem.
Bakışına adamışım ömrümü,
Gözlerinden söz almadan gidemem.
Çağdaşi’yim gözlerine vurgunum.
Attın kıvılcımı sönmez yangınım.
Yıllar var ki, beklemekten yorgunum.
Gözlerinden, gözüm alıp gidemem.
Süleyman Bektaş(Çağdaşi)
Can Suyum
Sensiz bir hayat olur mu?
Beni sensiz bırakma su.
Gel de ferahlat ruhumu,
Yalvarırım mevlam sana,
Alma benden can suyumu.
Toroslarda garip köyüm.
Mağrandan geliyor suyum.
Ne vücudum nede ruhum,
Suyum yoksa bende yokum.
Alma benden can suyumu.
Yüreğim oda yanmadan,
Bağım bahçem kurumadan,
Gülüm çiçeğim solmadan,
Yalvarırım sana mevlam,
Alma benden can suyumu.
Üç kilometrelik yolu,
Yaptım kendime su yolu.
Bu yolda kırdım bu kolu.
Aksın suyum dolu, dolu.
Alma benden can suyumu.
Çağdaşi susuz çağlamaz.
Susuz bağa bel bağlamaz.
Yanmış özü suya kanmaz.
Yanar, bataklığa konmaz.
Alma benden can suyumu.
Süleyman Bektaş
Çağdaşi
TERK ETME
Terk etme gel, dallarımı,
Bülbül öten bağlarımı,
Sana muhtaç çağlarımı,
Sevdamla yalnız bırakma.
Rıhtımda boynum bükülü,
Gözlerim ufka takılı.
Dalgalar azgın köpüklü.
Deryamda yalnız bırakma.
Dağlarıma kar yağmadan,
Avcılar izim bulmadan.
Son kez göreyim ölmeden.
Kabrimi susuz bırakma.
Çağdaş-iyim ben gelemem.
Sensiz yolumu bulamam.
Senden başka dost bulamam.
Sen beni, bana bırakma.
Süleyman Bektaş
(Çağdaş-i)
Yol Görünür
Dil yorulur, kalem susar.
Güneş mevsimlere küser.
Yolcu hasta, hancı naçar,
Han kusar, duvar devrilir.
Bülbül nevbahara göçer,
Yavru aşiyandan uçar.
Bahçe susuz, yaprak bîçar.
Ağaç kurur, dal kırılır.
Ayrılık vakti görünür.
Sevda diz üstü sürünür.
Kemanlar yasa bürünür.
Ney gamlı, neyzen yorulur.
Kışı bekler tek başına,
Hürmet edilmez yaşına.
Dikenler buyruk başına,
Bahçivana yol görünür.
Bir sefil baykuştan başka,
Gülen olmaz ayrılığa.
Ayrılmak çok zor olsa da,
Çağdaşi’ye yol görünür.
Süleyman Bektaş
Çağdaşi
Adım Adım
Tan vaktinden yollardayım,
Kaç şafak, kaç akşam saydım,
Sevda şehrini aradım,
Aşka düştüm adım, adım.
Azığı koluma taktım,
Hayalini katık yaptım.
Elbet bir gün bulacaktım,
Uzaklaştın adım, adım.
Yollar yalnız, ben yalnızım,
Yoldaşım bir cura sazım.
Yârim duyarsa avazım,
Belki gelir adım, adım.
Ilgıt, ılgıt sarı sıcak,
Yollar yaban gölgesi yok,
Adresinin bölgesi yok,
Ben tükendim adım, adım.
Çağdaşi el boşta yine,
Güneşin battığı yöne,
Sürüklendin döne, döne,
Yol tükendi adım, adım.
Süleyman Bektaş(Çağdaşi)
Bu Gurbetten Gidelim
Gurbet elde şive başka, dil başka,
Hasret bitmez ay başka, yıl başka,
Bülbül lâl olmuş dal başka, gül başka.
Derdimi diyecek dosta gidelim.
Mahalle kahvesi mekânım oldu.
Daldım hülyalara çayım soğudu.
Gurbet yudum, yudum içime doldu,
Bir çay daha içip, kalkıp gidelim.
Yürünen yolların sırrı çözülür,
Tan ağarsın şafak söksün gidelim.
Güneş doğsun belki buzlar çözülür,
Mevsim dönsün
bahar olsun gidelim.
Adresimiz hep gurbette yazılır,
Ferman gelsin yol görünsün gideyim.
Hasret ilham eyler şiir yazdırır.
Efkâr kalksın gönül coşsun gidelim.
Çağdaşi bu günler geçer üzülme.
Yolun sılaya da düşer üzülme.
Şiirini bitirmeden çözülme,
Aşığın mahlasın
yaz da gidelim.
Süleyman Bektaş (Çağdaşi)
Bam Teli Olup Yâr Sazına Takılsam
Geç kalmadan kalkıp yola koyulsam.
Varıp, gelip yollarında yorulsam,
Çadır kurup, obasına katılsam,
Yar gönlünde mesken verir mi bana.
At sırtında katarına katılsam.
Aşk yolunda vatanımdan atılsam,
Gece gelip, kondusuna çakılsam.
İmarında iskân verir mi bana.
Nehir olup, denizine katılsam,
Tayfa olsam,
gemilerden atılsam,
Köle olsam, pazarında satılsam,
Yar gönlünde beş pul verir mi bana.
Bir han yapsam, kuş tüyünde yatırsam,
Beyaz atla, rüyasına katılsam.
Bam teli olup, sazına takılsam,
Yar sazında düzen verir mi bana.
Çağdaş-i hayali derin kurarsın.
Sen gönlüne
uygun yâr mi ararsın?
Yâri bulsan birde vuslat umarsın,
Gözlerinden ilham gelir mi bana.
Süleyman Bektaş
Çağdaş-i
Bu Hal Gider Elbet Hoşuna Gönül
Yıllar var ki, kara sevda çekersin.
Gönlün avutmaya güller dikersin.
Dağlarda mecnundan daha betersin.
Aşkı kıyaslama yaşına gönül.
Derdini yaprakla yele verirsin,
Yârin özlemini güle verirsin.
Bu hasretlik böyle biter mi dersin.
Avutma kendini boşuna gönül.
Vurmuşsun kendini yüce dağlara,
Lale sümbül kokan şu yamaçlara,
Belki okur diye o nazlı yâre,
Yazarsın dağların taşına gönül.
Çağdaşi gurbette derdin yazarsın,
Akdeniz, Marmara, Ege, gezersin.
Bazen türkü, bazen şiir yazarsın.
Bu hal gider elbet hoşuna gönül.
Süleyman Bektaş
Çağdaşi
Bırak
Ayrılık şarkısı yazdıysan eğer,
Tutma git elimden, elimi bırak.
Ölmeden mezarım kazdıysan eğer,
Tutma git salımdan, salımı bırak.
Gönlüne başka yâr bulduysan eğer,
Beni sevdam ile başbaşa bırak.
Ayrılığa sebep olduysan eğer,
Haydi git başını taşlara bırak.
Bensiz bir yaşantı kurduysan eğer,
Günahı hep bana yıkmayı bırak,
Kırmadan ayrılmak dünyayı değer,
Git yoluna beni halime bırak.
Beni defterinden sildiysen eğer,
Bari Çağdaşi’ye defteri bırak,
Perişan halime güldüysen eğer,
Silme gözyaşımı, selini bırak.
Süleyman Bektaş (Çağdaşi)
|
Görbeyaz
Duman çöktü Görbeyaz'ın başına.
Derdim yazsam şu kiyerin taşına.
Yar okurda gidermi ola hoşuna.
Yoksa bencileyin derd-ü zarmı olur.
Yarden haber gelirmi ola yel ile.
Kıy kayası engel olma el ile.
N'olur beni ele verme pul ile.
Al yanında sakla, ister çul eyle.
Göksu gibi ayrı düştüm deryamdan.
Çağlayıp akarım derin sevdamdan.
Elbet birgün kavuşturur yaradan.
Süleyman'ım sen dağları yol eyle.
|
| |
|
Süleyman Bektaş
|
|
|
Korkarım
Bizi cehaletten koru Allah’ım,
Karanlığa giden yoldan korkarım.
Gönül kıran yobaz dilden korkarım.
Devlet malı çalan elden korkarım.
Önde gider cühelanın önderi,
Gittiği yol yanlış, tez dönse bari.
Badı sabah söndürürse feneri,
Yarın çok geç olabilir, korkarım.
Aşk ateşini ayrılık söndürür.
Hırs ve ihtiras başını döndürür.
Haddin bildirirse millet bildirir.
Yarın
hesap veremezsin korkarım.
Yetimin malında gözü olanın,
Talanların müsebbibi olanın,
Ayrılığa dair sözü olanın,
Yarın yüzü kara çıkar korkarım.
Çağdaşi’yim Süleyman’sız olamam.
Aşkım vatanıma ayrı kalamam.
Bin
yıllık kardeşle düşman olamam.
Ayrılığa itilmekten korkarım.
Süleyman Bektaş (Çağdaşi)
Şaşarım
Kavlimizdi aynı yoldan yürümek,
Yarı yoldan dönüşüne şaşarım.
Bir yastığa baş koyup ta uyumak,
Taş yastık ta yatışına şaşarım.
Güneşimdin her günüme doğarak,
Kuşluk vakti batışına şaşarım.
Beni türlü acılarda koyarak,
Yıldız gibi kayışına şaşarım.
Asker oldum sen sılayı bekledin,
Geleceğim gün gitmene şaşarım.
Yokluğumda köye dahi gitmedin,
Habersizce gidişine şaşarım.
Sabah akşam yollarıma bakarak,
Ben gelmeden gidişine şaşarım.
Teskeremi şafak, şafak sayarak,
Melek olup uçuşuna şaşarım.
Süleyman’ım her darbeyle düşmedim.
Şu feleğin sillesiyle düşerim.
Bir ömürü beraberce düşledim.
Gerçeğimde yalnızlığa şaşarım.
Süleyman Bektaş
Çağdaşi
Zaman Aşka İlaçtır
Bahar olsun umudumuz yeşersin,
Zamanın ilacı kalbe işlesin,
Yıllansın anılar kıymet
kazansın,
Umudum bitmedi, bitmedi hala.
Üzülme ayrılık dünya olgusu,
Selamım yollarım yürek dolusu,
Ayrılsak da yüreğim senle doğrusu,
Anılar silinmedi, silinmedi hala.
Sevgi yüreğinin olsun merhemi,
Sabırla atılsın aşkın temeli.
Tahsilin bitsin, ben beklerim seni,
Hayalin duruyor, duruyor hala.
Çağdaşi uhdende aşkın beslersin,
Onu renk, renk
çiçeklerle süslersin,
Belkide baharda vuslat beklersin,
Gözlerin dalıyor, dalıyor hala.
Süleyman Bektaş
Çağdaşi
Demle Aşkı
Yorulan yollara geri dönülmez.
Yaşanan yıllara
hesap sorulmaz.
Öyle bir aşktır ki, karşı durulmaz.
Beden yorulsa da, gönül yorulmaz.
Gönülde zahiri güler, oynarsın.
Gülhanı gönlüne mekân sanırsın.
Sonbaharda Menekşe’yi tanırsın,
Gülistan da yurtsuz, susuz kalırsın.
Sevsen de Gülnaz’a nazın geçmez ki,
Aşığın gönlüne sözü geçmez ki,
Sonbahar da gül dikensiz açmaz ki,
Gülü seven dikenini seçmez ki.
Yarım kalan aşkın
tarifi çok zor.
Sevincin ve hüznün hikâyesi var.
Gün olur canlanır tüm hatıralar.
Yaşanır
yeniden bir taze bahar.
Çağdaşi bu aşkı sakla gönlünde,
Sevgiyle karıştır demle ömrünce,
Anılardan da kat, dursun öylece,
Gün gelir içersin soğuk mezeyle.
Süleyman Bektaş(Çağdaşi)
|
Bir geri iki ileri
Aşkmıdır ki sevdamıdır?
Gönlümde hülyaya dalan.
Yoksa tatlı belamıdır.
Efkar denizime dalan.
Çifte meşenin dibinde,
Göksu’ya bakar çardağım.
Bazan bir türkü yakarım.
Saz çalar beste yaparım.
Böyle anlatsam halimi,
Lâl olmadan hem dilimi.
Hak’ka açık şu elimi
Sanmayın bilmez ölümü.
Bir geri iki ileri,
Çağdaşi gitmez geri.
Göğüslemiş bu kaderi.
Bu yer ikimizin yeri. |
| |
|
Süleyman Bektaş (Çağdaşi)
|
Beyaz Ölüm
Gençlik çok karamsar, öğüt almıyor.
Analar saçını yolup ağlıyor.
Kendi hançerini, kendi vuruyor.
Beyaz ölüm Azrailsiz alıyor.
Gençler bu illete, sakın düşmeyin.
Fidan boyunuza kefen biçmeyin.
Altın vuruş ölüm fermanın adı.
Duyulmuyor anaların feryadı.
Devlet bu illete çare bulmalı.
Bulup katiline hesap sormalı.
Gençler bu illete, sakın düşmeyin.
Fidan boyunuza kefen biçmeyin.
Bu zehiri pervasızca satanlar,
Para için genç canları yakanlar,
İnsanlığa ihaneti yapanlar,
Vicdanını cüzdanına katanlar.
Gençler bu illete, sakın düşmeyin.
Fidan boyunuza kefen biçmeyin.
Sevgisiz kalmayın sevip sevilin,
Şefkatin, gençliğin kıymetin bilin.
Mesul olup, kendinize güvenin.
Ülkenize katkınızla öğünün.
Gençler bu illete, sakın düşmeyin.
Fidan boyunuza kefen biçmeyin.
Süleyman Bektaş (Çağdaşi)
Ajitasyon Yapma
O buğulu bakışların,
Omzunu çekişlerin,
Eda ile sekişlerin,
Eh bu kalbim taş değil ki.
Bir gidip, bir geliyorsun.
Aşka hazır ol diyorsun,
Aynı yerde kal diyorsun,
Bir dikili taş değil ki.
Bazen çekip gidiyorsun,
Düş peşime gel diyorsun,
Bu aşktan ne bekliyorsun?
Bu yaptığın hoş değil ki.
Ellerimi tut diyorsun,
Gözünü kapat diyorsun,
Aşka kura çekiyorsun,
Bir dolu, bir boş değil ki.
Yüreğimi sana verdim,
Beğenmedin geri verdin,
Benimle mi oynuyorsun.
Bir sevdasız baş değil ki.
Bir bilsen ben ne haldeyim,
Dönülmeyen bir yoldayım.
Uyurgezer bir haldeyim.
Yolumda yoldaş değil ki.
Ne bela açtın başıma,
Şimdi geçmişsin karşıma,
Bana akıl danışmaya,
Bir akıllı baş değil ki.
Ağladığın söylüyorsun,
Bende aşığım diyorsun.
Ajitasyon yapıyorsun.
Gözündeki yaş değil ki.
Çağdaşi sevda çekmeli,
Severse candan sevmeli.
Yâri de öyle bilmeli,
Aşkı oyuncak değil ki.
Süleyman Bektaş (Çağdaşi
Ararım
Ayrılmıştık bu aylarda,
Ufuktaki bulutlarda,
Yüce dağlardaki karda,
Gezer izini ararım.
Canlı cansız cisimlerde,
Şiirkolik kesimlerde,
Karakalem resimlerde,
Çizer resmini ararım.
Messenger de, facebook ta,
Elektronik postalarda,
İnternette, sayfalarda.
Yazar ismini ararım.
O şehirde, bu şehirde,
Senden ayrıldığım yerde,
Belki geri gelir diye,
Gezer cismini ararım.
Gülkurusu akşamlarda,
Her gecenin sabahında,
Tanıştığımız o garda.
Anar ismini ararım.
Kader yazmış ayırmaya,
Ayrı, ayrı dünyalara,
Sevdiğimle bir arada,
Yazan kısmını ararım.
Çiçek verdiğim bu parkta,
Bakıştığımız sokakta,
Çağdaşi durur ayakta,
Sorar adresin ararım.
Süleyman Bektaş (Çağdaşi)
Sahte Aşk
Yaprak düşer şu gönlüme savrulur,
Dallar kurur ciğerlerim kavrulur.
Hazan düşmüş bağda bülbül mü durur,
Hasadı kargayla edersin gayri.
Aşkın büyüsüyle beni kandırdın,
Sahte cilvelerle başım döndürdün,
Karakışta ocağımı söndürdün.
Yüz üstü bırakıp gidersin gayri.
Ben ağlarken gülüp eli güldürdün,
Beni el âleme deli bildirdin.
İhtirasla masum aşkı öldürdün.
Akıllıya hasret kalırsın gayri.
Yıldırım aşkımı toprağa gömdün,
Yerine aktardan sipariş aldın.
Nikâh masasında yalınız kaldın.
Acılı şerbeti içersin gayri.
Bülbülü ağlatıp gülü güldürdün,
Dikenini yüreğime daldırdın,
Öğle vakti cenazemi kaldırdın,
Akşama yasıma gelirsin gayri.
Çağdaşi aşkını anlayana ver,
Yalanla gelenler hüsranla gider,
Aşkın kıymetini bilenler bilir,
Yalansız dünyaya gidersin gayri.
Süleyman Bektaş (Çağdaşi)
|
