Hata
  • JUser::_load: Unable to load user with id: 130

Mail Bilgi Sistemi

Kampanyalardan ve yeniliklerden haber almak için lütfen e-mail adresinizi ekleyin!


İsim:

E-posta yaz:

İstersen Paylaş

Besteciler ve Söz Yazarları

  • Ana Sayfa
    Ana Sayfa Sitedeki tüm blog iletilerine buradan bakabilirsiniz.
  • Kategoriler
    Kategoriler Bu blogda kullanılan kategorilerin listesini görüntüler.
  • Etiketler
    Etiketler Blog içinde kullanılmış etiketleri görüntüler.
  • Blog Yazarları
    Blog Yazarları Sitede beğendiğiniz blog yazarlarını arayın.
  • Takım Blogları
    Takım Blogları Beğendiğiniz takım bloglarını buradan arayın.
  • Arşivler
    Arşivler Daha önce eklenmiş blog iletilerinin listesini içerir.
  • Oturum Aç
    Oturum Açın Oturum açma formu

çağdaşi

Gönderilme: yazar: zaman: çağdaşi içinde

       SÜLEYMAN BEKTAŞ  (ÇAĞDAŞİ): 1954 Kozan/Adana doğumlu, Çeşitli İl ve ilçelerde Devlet memurluğu (İcra müdürlüğü) yaptıktan sonra 2005 yılında emekli oldu. Halen Adana'da oturmaktadır.

       Şairin "Aşk Çerçeveye Sığmaz" isimli bir şiir kitabı yayınlanmıştır. "Vurma Bağrıma) isimli bir adet şiiri Yılmaz Tatlıses tarafından bestelenmiştir.

       Şair ayrıca kendi şiirlerini amatörce besteleyip bağlaması ile çalıp söylemektedir.

       Şair eski ve yeni şiirlerini toplayacağı yeni bir şiir kitabı çıkarmayı planlamaktadır.

Tıklanma: 1033
0

Gönderilme: yazar: zaman: çağdaşi içinde

Aşk çerçeveye sığmaz

Ne ararsın özgürlüğü?
Kalbin özgür olmayınca.
Tutsak olmuş sevgiliyi,
Azat edip salmayınca.

Gönül gözün boyuyorsun.
Başucuna koyuyorsun.
Çerçeveye sığmayınca,
Aşka kural koyuyorsun.

Aşkın siparişi olmaz.
Çağdaşi aşktan yorulmaz.
Sevdanın kuralı olmaz.
Ne çeneni yoruyorsun.

Süleyman Bektaş(Çağdaşi)

Tıklanma: 541
0

Gönderilme: yazar: zaman: çağdaşi içinde

Ünzile

Hiç bilmezdin İstanbul'u.
Ne çabuk kaçtın ellere.
Yabancıya hiç bakmazdın.
Ne çabuk düştün dillere.
Ne oldu sana Ünzile?

Sen hiç içki içmez idin.
Bak kadehin bomboş oldu.
Hep güler hiç ağlamazdın.
Bak gözlerin yaşla doldu.
Ne oldu sana Ünzile.

Meyhaneden geçse yolun,
Olurdu sana ölüm.
Ben seni bir barda buldum.
Ya şimdi kaç kere öldün?
Ne oldu sana Ünzile?

Yine gözlerin nemlendi.
Bak kadehin tazelendi.
Haydi kaldır da gidelim.
Artık çok geç sil gözlerini.
Ne oldu sana Ünzile.

Bozkırda çiçek açılır.
Koparıp çamura atılır.
Kadehlerde mutluluk aranır.
İçtikce çamura batılır.
Ne oldu sana Ünzile.
 

Süleyman Bektaş

Tıklanma: 570
0

Gönderilme: yazar: zaman: çağdaşi içinde

ANIZINDA YAK BENİ

Yine rüzgâr esti, gönül dağımda.
Dallarım kırıldı, gönül bağımda.
Kurudu yaprağım, sevda çağımda.
Tutuştu gazelim, yanar tüterek.

Bu ateşi söndürmeye, kar gerek.
Testisi elinde, nazlı yar gerek.
Söndürmek yerine, yakar gülerek.
Yanarım gönlümde, yâre har gerek.

Kışım baharımdan, harlı ateşim.
Enkazımı yaktın, tekrar tutuştum.
Dumanımı görüp, sende yetiştin.
Külüm saçlarına değsin uçarak.

Çağdaş-iyim, her çağımda böyleyim.
Bazen bu şehirde, bazen köydeyim.
Aşığım ben sana, daha ne deyim.
Anızında yak beni, üfleyerek.

Süleyman Bektaş
(Çağdaşi)
 

Tıklanma: 489
0

Gönderilme: yazar: zaman: çağdaşi içinde

Aşk Acısı Bal Olur

Var git, gönlündeki sevdalar ile.
Yârin duymadığı sedalar ile.
Gözyaşı sel olur vedalar ile.
Aşkını anlayan bulunur elbet.

Yanık türküleri huşu söylersin.
Dağa söyler, taşa, kuşa söylersin.
Dile güç, elli üç yaşa söylersin.
Seni de dinleyen bulunur elbet.

Var git; yolun gönül dağına çıkar.
Döne döne aşkın bağına çıkar.
Aşk, acı bal olup damağına çıkar.
Tada tada, anzer bulunur elbet.

Ozan Çağdaşi’ye durak mı olur.
Ağlamadan gülen yürek mi olur.
Bilmem, fazla söze gerek mi olur.
Aşığın feryadı duyulur elbet
 

Süleyman Bektaş (Çağdaşi)

Tıklanma: 525
0

Gönderilme: yazar: zaman: çağdaşi içinde

Beraber Ağladık

Gözlerinden mercan, mercan döküyor.
Dönüp, dönüp hem yollara bakıyor.
Oy deyişi yüreğimi yakıyor.
Oturup beraber bende ağladım.

Annesi hastaymış, babası yokmuş,
Tedavi edecek parası yokmuş.
Bilmez ki dünyanın derdi ne çokmuş,
Birlikte derdine derman aradım.

Dedi ki derdimi, çok soran oldu.
Anlattım da adım, şaklaban oldu.
Çaresi olan da, hep yaban oldu. 
Dahası nı zaten ben soramadım.

Ben sormadım kendi, bana söyledi.
Derdini dökmeye, devam eyledi.
Ben gül dedim, ağlamayı yeğledi.
Oturdum beraber, bende ağladım.

Okulumu yarıyılda bıraktım. 
Annem yalnızdı, yanında gerektim.
Ona göre kurtarıcı melektim.
Ben ağlamayım da, kimler ağlasın?

Annem öldü, okulumdan da oldum.
Bu yaşımda, bu hayattan yoruldum.
Kara vicdanlara, dilenci oldum.
Ben ağlamayım da, kimler ağlasın?

Bir dokundum, bin bir ah ını duydum.
Bilmem derdine ortak olurmuydum? 
Bu acıyı ben de, kendim de duydum.
Oturup beraber bende ağladım. 
 
                              Süleyman Bektaş
                                  (Çağdaş-i)

Tıklanma: 649
0

Gönderilme: yazar: zaman: çağdaşi içinde

Bitmeyen gurbet

Baharında çıktın, gurbet gezmeye,
Gurbet zor gelir mi, yârle gezmeye,
Alışırsın mahzun, mahzun gezmeye,
Gurbetten dönüşe, güz biter gayri.

Geçer mevsimlerin, kışa yaklaşır.
Yolun döne, döne, başa yaklaşır.
Gözlerindeki fer, yaşa yaklaşır.
Çakıllı dikenli yol, biter gayri.

Gurbet elde ömrün, geçti bilmedin.
Dostlarınla bayram, nedir bilmedin.
Gurbet ele gittin, gelmek bilmedin.
Gezip tozacağın, el biter gayri.

Bağımda al güller, açsın isterdin.
Ruhuma misk’ini, saçsın isterdin.
Gayri gurbete yol, bitsin isterdin.
Bağında yabani gül biter gayri.

Gönlünde ki yâri, her an taşıdın.
Sevgiyi yüklendin, hasret taşıdın.
Sılayı yüklendin, gurbet taşındın.
Dizlerinde derman, tez biter gayri.

Çağdaşi dertlerin, gurbette kalsın.
Yâr ile vuslatın, sılaya kalsın.
Yazdığın şiirler, dostlara kalsın.
Kalemin dividin az biter gayri.

Süleyman Bektaş
Çağdaşi

Tıklanma: 774
0

Gönderilme: yazar: zaman: çağdaşi içinde

Sonbaharda Ünle Beni

Hazan düşmüş bağlarıma,
Gel de şöyle yamacıma,
Yaslan yıkık duvarıma,
Sessiz, sessiz dinle beni.

Orta direğim bel vermiş,
Saçaklarım yere inmiş,
Tuğlam, merteğim dağılmış,
Duvar ol da anla beni.

Kemale ermiş yaşımı,
Harcı dağılmış taşımı,
Ayrı kılma yoldaşımı.
Yalnız koyma yine beni.

Irmak bulanık çağlıyor.
Rüzgâr, gülüne ağlıyor,
Baykuş daha ne söylüyor,
Ayırmış ta senle beni.

Söyler Çağdaşi ozanım,
Yıkık damda bir hezenim.
Eyvana dolmuş gazelim,
Sonbahar da ünle beni.

Süleyman Bektaş
Çağdaşi

Tıklanma: 673
0

Gönderilme: yazar: zaman: çağdaşi içinde

Bayramı Birlikte Edek 


Bakarım yollara, gözlerim yorgun.
Beklerim köşede dizlerim durgun.
Yavrular gurbetten döner mi bir gün,
Gelinde bayramı birlikte edek.

Gelmezseniz bari selam yollayın.
Bari saygı, şefkat ile kollayın.
Gözden ıraksa gönülden olmayın.
Gönülde bayramı birlikte edek.

Atım arabam yok koşup geleyim,
Yol vermez ki dağlar aşıp geleyim.
Dedim ki, şiirle haber salayım,
Gelinde bayramı birlikte edek.

Bugün arifeydi şekerler aldım.
Oğluma kızıma haberler saldım.
Aklıma geleni şiire yazdım.
Gelinde bayramı birlikte edek.

Süleyman Bektaş
(Çağdaşi)

Tıklanma: 593
0

Gönderilme: yazar: zaman: çağdaşi içinde

Çınar

Şu çınarın gölgesine,
Dibindeki çeşmesine,
Su dolduran güzeline,
Aşık olmak boşa deyil.

Yaşı nedir bilen olmaz.
Sırrına hiç eren olmaz.
Aşık sever lakin gülmez.
Gözyaşlarım boşa deyil.

Başı göğe erse gerek.
Mevla'm reva verse gerek.
Yolcu mola verse gerek.
Doğru geçmek hoşa deyil.

Çınar senin derdin nedir?
Yoksa sorun hazanmıdır?
Bu solmuş yapraklar nedir? 
Daha yolum kışa deyil. 
 

Süleyman Bektaş (Çağdaşi)

Tıklanma: 590
0

Gönderilme: yazar: zaman: çağdaşi içinde

Beste

Bir şarkı yazsam aheste,
Sonra onu yapsam beste,
Dillerden hiç düşmese,
Tüm listelerde berceste,

Huşu ile söyleseydik,
Aşk ile sarhoş olsaydık.

Bestem olsa dile destan,
Gönlümde açar gülistan.
Elimde bir altın kalem,
Aşka dair şarkı yazsam,

Huşu ile söyleseydik,
Aşk ile sarhoş olsaydık.

Tez gelse ilham meleğim.
Depreşse gönül tellerim.
Gitse içimden elemim,
Budur Mevlâm’dan dileğim.

Huşu ile söyleseydik,
Aşk ile sarhoş olsaydık.

Sevgi olsa aşkın özü,
Aşkı görse gönül gözü,
Şarkı olup bestelense,
Çağdaşi’nin her bir sözü.

Huşu ile söyleseydik,
Aşk ile sarhoş olsaydık.

Süleyman Bektaş(Çağdaşi)

Tıklanma: 884
0

Gönderilme: yazar: zaman: çağdaşi içinde

Adresini Bildir

Göçmen kuşlar gitti gayri,
Bahar gelmez dönmez geri.
Sen yoksun ya, leyli, leyli,
Yüreğime bir sıkıntı,
Kâbus gibi çöker leyli.

Adresini bildir bari. 
Geleceğim sana leyli.

Otuz yıldır sen gideli, 
Gülmez yüzüm leyli, leyli.
Öldüğün gün ölümümdür. 
Sensiz şu dünyanın kahrı,
Çekilmiyor leyli, leyli.

Adresini bildir bari.
Geleceğim sana leyli. 

Sen gideli güller solmuş,
İlkbahar da hazan olmuş,
Bülbül bağda garip kalmış.
Harmanıma anız dolmuş, 
Yakacağım leyli, leyli.

Adresini bildir bari.
Geleceğim sana leyli.

 

               Süleyman Bektaş
                      (Çağdaş-i)

Tıklanma: 907
0

Gönderilme: yazar: zaman: çağdaşi içinde

Bam Teli Olup Yâr Sazına Takılsam

Geç kalmadan kalkıp yola koyulsam.
Varıp, gelip yollarında yorulsam,
Çadır kurup, obasına katılsam,
Yar gönlünde mesken verir mi bana.

At sırtında katarına katılsam.
Aşk yolunda vatanımdan atılsam,
Gece gelip, kondusuna çakılsam.
İmarında iskân verir mi bana.

Nehir olup, denizine katılsam,
Tayfa olsam, gemilerden atılsam,
Köle olsam, pazarında satılsam,
Yar gönlünde beş pul verir mi bana.

Bir han yapsam, kuş tüyünde yatırsam,
Beyaz atla, rüyasına katılsam.
Bam teli olup, sazına takılsam,
Yar sazında düzen verir mi bana.

Çağdaş-i hayali derin kurarsın.
Sen gönlüne uygun yâr mi ararsın?
Yâri bulsan birde vuslat umarsın,
Gözlerin ilhamın verir mi bana.

Süleyman Bektaş
Çağdaş-i

Tıklanma: 942
0

Gönderilme: yazar: zaman: çağdaşi içinde

Aşk Acısı Bal Olur

Var git, gönlündeki sevdalar ile.
Yârin duymadığı sedalar ile.
Gözyaşı sel olur vedalar ile.
Aşkını anlayan bulunur elbet.

Yanık türküleri huşu söylersin.
Dağa söyler, taşa, kuşa söylersin.
Dile güç, elli üç yaşa söylersin.
Seni de dinleyen bulunur elbet.

Var git; yolun gönül dağına çıkar.
Döne döne aşkın bağına çıkar.
Aşk, acı bal olup damağına çıkar.
Tada tada, anzer bulunur elbet.

Ozan Çağdaşi’ye durak mı olur.
Ağlamadan gülen yürek mi olur.
Bilmem, fazla söze gerek mi olur.
Aşığın feryadı duyulur elbet
 

Süleyman Bektaş

Tıklanma: 1036
0

Gönderilme: yazar: zaman: çağdaşi içinde

Vurma Bağrıma

Eser poyraz deli, deli,
Dalımdan koparır beni.
Kurutup da gazelimi,
Vurma bağrıma, bağrıma.

Esiyor kuzeyden boran,
Durur hun sinemde yaram,
Yâr senin elinde çarem,
Vurma bağrıma, bağrıma.

Geri çevirme çağrımı,
Al götür ahu zarımı,
Yüreğimdeki narımı,
Vurma bağrıma, bağrıma.

Yine kan geldi yaramdan,
Yıllar geçmişken aradan,
Çağdaşi zaten gariban,
Vurma bağrıma, bağrıma.

Süleyman Bektaş
Çağdaşi

Tıklanma: 871
0

Gönderilme: yazar: zaman: çağdaşi içinde

Yırtık Resmin Arabı
Masum sevdalarla besledik aşkı,
Kırmasın fidanı, ihtiras çarkı.
Yalansız oluşu bu aşkın farkı,
Gerçek niyetini anlat gideyim.

Yırttığın resmimin arabı bende.
Başka bir emanet kaldı mı sende?
Gittiğimiz yolun türabı bende,
Son kez şu yüzüme bak ta gideyim.

Bağlanmıştım sana sanki tiryakin,
Aşkını kalbime etmiştim perçin,
Ayrılık günümüz sanki çok yakın,
Gönlümü gönlünden sök de gideyim.

Kalbinden bu aşkı silebildiysen,
Anıları yaktın yele verdiysen,
Tüm sırlarımızı ele verdiysen,
Sokak ortasına dök de gideyim.

Bizim hukukumuz gönül işiydi.
Yaşadığımız, bir sevda düşü idi,
Şimdi bu ayrılık neyin nesiydi.
Gönül bağımızı çöz de gideyim.

Başımı taşlara vursam ne fayda,
Ben kendi sözümde dursam ne fayda,
Bu ayda olmazsa gelecek ayda,
Ayrılık fermanın yaz da gideyim.

Çağdaşi bu aşktan feragat eyle,
Senin ilacın zamandır, belki de,
Aramak istersen numaram sende,
Son sözün hayır’sa, söyle gideyim.

Süleyman Bektaş(Çağdaşi)

Tıklanma: 770
0

Gönderilme: yazar: zaman: çağdaşi içinde

Terapi

Çinko dama düşen yağmur,
Ruhuma terapi olur.
Güvercinlerin raksına,
Rüzgâr hüzzam şarkı okur.

Çal, çal çoban baba çal,
Derdime ilaç bu kaval

Damlalardan bir orkestra,
Şefi fırtına olsa da,
Ahengi uygun ruhuma,
Vokalistler doğaçlama.

Çal, çal çoban baba çal,
Derdime ilaç bu kaval

Doğada doğdum yeniden,
Dertlerimi dert etmeden,
Enerjim ruhuma trans,
Kuşlardan aldım referans.

Çal, çal çoban baba çal,
Derdime ilaç bu kaval

Süleyman Bektaş
Çağdaşi

Tıklanma: 852
0

Gönderilme: yazar: zaman: çağdaşi içinde

ANIZINDA YAK BENİ

Yine rüzgâr esti, gönül dağımda.
Dallarım kırıldı, gönül bağımda.
Kurudu yaprağım, sevda çağımda.
Tutuştu gazelim, yanar tüterek.

Bu ateşi söndürmeye, kar gerek.
Testisi elinde, nazlı yar gerek.
Söndürmek yerine, yakar gülerek.
Yanarım gönlümde, yâre har gerek.

Kışım baharımdan, harlı ateşim.
Enkazımı yaktın, tekrar tutuştum.
Dumanımı görüp, sende yetiştin.
Külüm saçlarına değsin uçarak.

Çağdaş-iyim, her çağımda böyleyim.
Bazen bu şehirde, bazen köydeyim.
Aşığım ben sana, daha ne deyim.
Anızında yak beni, üfleyerek.

Süleyman Bektaş
(Çağdaşi)

Tıklanma: 849
0

Gönderilme: yazar: zaman: çağdaşi içinde

Ünzile

Hiç bilmezdin İstanbul'u.
Ne çabuk kaçtın ellere.
Yabancıya hiç bakmazdın.
Ne çabuk düştün dillere.
Ne oldu sana Ünzile?

Sen hiç içki içmez idin.
Bak kadehin bomboş oldu.
Hep güler hiç ağlamazdın.
Bak gözlerin yaşla doldu.
Ne oldu sana Ünzile.

Meyhaneden geçse yolun,
Olurdu sana ölüm.
Ben seni bir barda buldum.
Ya şimdi kaç kere öldün?
Ne oldu sana Ünzile?

Yine gözlerin nemlendi.
Bak kadehin tazelendi.
Haydi kaldır da gidelim.
Artık çok geç sil gözlerini.
Ne oldu sana Ünzile.

Bozkırda çiçek açılır.
Koparıp çamura atılır.
Kadehlerde mutluluk aranır.
İçtikce çamura batılır.
Ne oldu sana Ünzile.
 

Süleyman Bektaş (Çağdaşi) 

Tıklanma: 955
0

Gönderilme: yazar: zaman: çağdaşi içinde

Aşığım ben kuş sesine

Kuş sesine kuş sesine.
Aşığım ben kuş sesine.
İster kanarya ister karga,
Aşığım ben kuş sesine.

Bülbül, serçe, kanarya, karga.
Hepsinde bir nağme varya.
Hepsi benzer yar sesine.
Aşığım ben kuş sesine.

Gül bahçemde güller açar.
Bülbüller güle yaklaşır.
Gönül parkım dolup taşar.
Aşığım ben kuş sesine.

Bahçemdeki gül ağacı,
O da Mevla'ya duacı.
Bülbüldür o nun aşığı.
Aşığım ben kuş sesine.
 

Süleyman Bektaş (Çağdaşi)

Tıklanma: 1137
0