Besteciler ve Söz Yazarları
Süleyman Bektaş henüz özgeçmişini yazmamış
SÜLEYMAN BEKTAŞ (ÇAĞDAŞİ): 1954 Kozan/Adana doğumlu, Çeşitli İl ve ilçelerde Devlet memurluğu (İcra müdürlüğü) yaptıktan sonra 2005 yılında emekli oldu. Halen Adana'da oturmaktadır.
Şairin "Aşk Çerçeveye Sığmaz" isimli bir şiir kitabı yayınlanmıştır. "Vurma Bağrıma) isimli bir adet şiiri Yılmaz Tatlıses tarafından bestelenmiştir.
Şair ayrıca kendi şiirlerini amatörce besteleyip bağlaması ile çalıp söylemektedir.
Şair eski ve yeni şiirlerini toplayacağı yeni bir şiir kitabı çıkarmayı planlamaktadır.
Aşk çerçeveye sığmaz
Ne ararsın özgürlüğü?
Kalbin özgür olmayınca.
Tutsak olmuş sevgiliyi,
Azat edip salmayınca.
Gönül gözün boyuyorsun.
Başucuna koyuyorsun.
Çerçeveye sığmayınca,
Aşka kural koyuyorsun.
Aşkın siparişi olmaz.
Çağdaşi aşktan yorulmaz.
Sevdanın kuralı olmaz.
Ne çeneni yoruyorsun.
Süleyman Bektaş(Çağdaşi)
Ünzile
Hiç bilmezdin İstanbul'u.
Ne çabuk kaçtın ellere.
Yabancıya hiç bakmazdın.
Ne çabuk düştün dillere.
Ne oldu sana Ünzile?
Sen hiç içki içmez idin.
Bak kadehin bomboş oldu.
Hep güler hiç ağlamazdın.
Bak gözlerin yaşla doldu.
Ne oldu sana Ünzile.
Meyhaneden geçse yolun,
Olurdu sana ölüm.
Ben seni bir barda buldum.
Ya şimdi kaç kere öldün?
Ne oldu sana Ünzile?
Yine gözlerin nemlendi.
Bak kadehin tazelendi.
Haydi kaldır da gidelim.
Artık çok geç sil gözlerini.
Ne oldu sana Ünzile.
Bozkırda çiçek açılır.
Koparıp çamura atılır.
Kadehlerde mutluluk aranır.
İçtikce çamura batılır.
Ne oldu sana Ünzile.
Süleyman Bektaş
ANIZINDA YAK BENİ
Yine rüzgâr esti, gönül dağımda.
Dallarım kırıldı, gönül bağımda.
Kurudu yaprağım, sevda çağımda.
Tutuştu gazelim, yanar tüterek.
Bu ateşi söndürmeye, kar gerek.
Testisi elinde, nazlı yar gerek.
Söndürmek yerine, yakar gülerek.
Yanarım gönlümde, yâre har gerek.
Kışım baharımdan, harlı ateşim.
Enkazımı yaktın, tekrar tutuştum.
Dumanımı görüp, sende yetiştin.
Külüm saçlarına değsin uçarak.
Çağdaş-iyim, her çağımda böyleyim.
Bazen bu
şehirde, bazen köydeyim.
Aşığım ben sana, daha ne deyim.
Anızında yak beni, üfleyerek.
Süleyman Bektaş
(Çağdaşi)
Aşk Acısı Bal Olur
Var git, gönlündeki sevdalar ile.
Yârin duymadığı sedalar ile.
Gözyaşı sel olur vedalar ile.
Aşkını anlayan bulunur elbet.
Yanık türküleri huşu söylersin.
Dağa söyler, taşa, kuşa söylersin.
Dile güç, elli üç yaşa söylersin.
Seni de dinleyen bulunur elbet.
Var git; yolun gönül dağına çıkar.
Döne döne aşkın bağına çıkar.
Aşk, acı bal olup damağına çıkar.
Tada tada, anzer bulunur elbet.
Ozan Çağdaşi’ye durak mı olur.
Ağlamadan gülen yürek mi olur.
Bilmem, fazla söze gerek mi olur.
Aşığın feryadı duyulur elbet
Süleyman Bektaş (Çağdaşi)
Beraber Ağladık
Gözlerinden mercan, mercan döküyor.
Dönüp, dönüp hem yollara bakıyor.
Oy deyişi yüreğimi yakıyor.
Oturup beraber bende ağladım.
Annesi hastaymış, babası yokmuş,
Tedavi edecek parası yokmuş.
Bilmez ki dünyanın derdi ne çokmuş,
Birlikte derdine derman aradım.
Dedi ki derdimi, çok soran oldu.
Anlattım da adım, şaklaban oldu.
Çaresi olan da, hep yaban oldu.
Dahası nı zaten ben soramadım.
Ben sormadım kendi, bana söyledi.
Derdini dökmeye, devam eyledi.
Ben gül dedim, ağlamayı yeğledi.
Oturdum beraber, bende ağladım.
Okulumu yarıyılda bıraktım.
Annem yalnızdı, yanında gerektim.
Ona göre kurtarıcı melektim.
Ben ağlamayım da, kimler ağlasın?
Annem öldü, okulumdan da oldum.
Bu yaşımda, bu hayattan yoruldum.
Kara vicdanlara, dilenci oldum.
Ben ağlamayım da, kimler ağlasın?
Bir dokundum, bin bir ah ını duydum.
Bilmem derdine ortak olurmuydum?
Bu acıyı ben de, kendim de duydum.
Oturup beraber bende ağladım.
Süleyman Bektaş
(Çağdaş-i)
Bitmeyen gurbet
Baharında çıktın, gurbet gezmeye,
Gurbet zor gelir mi, yârle gezmeye,
Alışırsın mahzun, mahzun gezmeye,
Gurbetten
dönüşe, güz biter gayri.
Geçer mevsimlerin, kışa yaklaşır.
Yolun döne, döne, başa yaklaşır.
Gözlerindeki fer, yaşa yaklaşır.
Çakıllı dikenli yol, biter gayri.
Gurbet elde ömrün, geçti bilmedin.
Dostlarınla bayram, nedir bilmedin.
Gurbet ele gittin, gelmek bilmedin.
Gezip tozacağın, el biter gayri.
Bağımda al güller, açsın isterdin.
Ruhuma misk’ini, saçsın isterdin.
Gayri gurbete yol, bitsin isterdin.
Bağında yabani gül biter gayri.
Gönlünde ki yâri, her an taşıdın.
Sevgiyi
yüklendin, hasret taşıdın.
Sılayı
yüklendin, gurbet taşındın.
Dizlerinde derman, tez biter gayri.
Çağdaşi dertlerin, gurbette kalsın.
Yâr ile vuslatın, sılaya kalsın.
Yazdığın şiirler, dostlara kalsın.
Kalemin dividin az biter gayri.
Süleyman Bektaş
Çağdaşi
Sonbaharda Ünle Beni
Hazan düşmüş bağlarıma,
Gel de şöyle yamacıma,
Yaslan yıkık duvarıma,
Sessiz, sessiz dinle beni.
Orta direğim bel vermiş,
Saçaklarım yere inmiş,
Tuğlam, merteğim dağılmış,
Duvar ol da anla beni.
Kemale ermiş yaşımı,
Harcı dağılmış taşımı,
Ayrı kılma yoldaşımı.
Yalnız koyma yine beni.
Irmak bulanık çağlıyor.
Rüzgâr, gülüne ağlıyor,
Baykuş daha ne söylüyor,
Ayırmış ta senle beni.
Söyler Çağdaşi ozanım,
Yıkık damda bir hezenim.
Eyvana dolmuş gazelim,
Sonbahar da ünle beni.
Süleyman Bektaş
Çağdaşi
Bayramı Birlikte Edek
Bakarım yollara, gözlerim yorgun.
Beklerim köşede dizlerim durgun.
Yavrular gurbetten döner mi bir gün,
Gelinde bayramı birlikte edek.
Gelmezseniz bari selam yollayın.
Bari saygı, şefkat ile kollayın.
Gözden ıraksa gönülden olmayın.
Gönülde bayramı birlikte edek.
Atım arabam yok koşup geleyim,
Yol vermez ki dağlar aşıp geleyim.
Dedim ki, şiirle haber salayım,
Gelinde bayramı birlikte edek.
Bugün arifeydi şekerler aldım.
Oğluma kızıma haberler saldım.
Aklıma geleni şiire yazdım.
Gelinde bayramı birlikte edek.
Süleyman Bektaş
(Çağdaşi)
Çınar
Şu çınarın gölgesine,
Dibindeki çeşmesine,
Su dolduran güzeline,
Aşık olmak boşa deyil.
Yaşı nedir bilen olmaz.
Sırrına hiç eren olmaz.
Aşık sever lakin gülmez.
Gözyaşlarım boşa deyil.
Başı göğe erse gerek.
Mevla'm reva verse gerek.
Yolcu mola verse gerek.
Doğru geçmek hoşa deyil.
Çınar senin derdin nedir?
Yoksa sorun hazanmıdır?
Bu solmuş yapraklar nedir?
Daha yolum kışa deyil.
Süleyman Bektaş (Çağdaşi)