Kurudu gönül dalım bir yaprak yeşertmedin
Birazcık gözlerimi sevinçten yaşartmadın Kerem aslı misali sevdalar yaşatmadın Nam-ı büyük İstanbul yüreği küçük şehir Hayalimde yeşeren umut dalımı yedin Ömrümün peteğinden tatlı balımı yedin Oturup bir öğünde otuz yılımı yedin Doymak nedir bilmedin midesi büyük şehir Sevdalar sokağında kap kaç yapar dilberin Acılar makamında Hüzzam çalar tellerin Sanki tiner kokuyor lalelerin güllerin Havan sarhoş ediyor çiçeği çürük şehir Pavyonlarda barlarda aç aç yapar beylerin Taksim Tarlabaşı`nda cilve yapar geylerin İstemem senin olsun ilçelerin köylerin Erkeği dişileri karma karışık şehir Şaheser güzelliğin mutluluğa yetmiyor İçinde yaşamayı bir çoğu hak etmiyor Yürekliyle yüreksiz bir arada gitmiyor Tüyleri pırıl pırıl, kanadı kırık şehir İmdat diye inlesen kimsecikler aldırmaz Kötü yola düşeni kaldırımlar kaldırmaz Burda insan saldırır başka canlı saldırmaz Üzgünüm maalesef insanlık bitik şehir Kimse beni duymuyor feryadım çıktı arşa Vuslat eşlik etmiyor gönlümde çalan marşa Burda hayat kalmadı umudum kaldı marsa Sen kendine iyi bak elveda büyük şehir Gemilerden simit at martılar aç kalmasın Gittiğimi söyleme hiç biri ağlamasın Kopardım iplerimi kimseler bağlamasın Meçhule gidiyorum hoşçakal büyük şehir |
Turan Ergün |